17 Kasım 2006

Türk pazarlama ve reklamcılığını çözebilmek

www.superpoligon.com adındaki medya dedikodusu sitesinde yer alan haberde LoveMarks konferansından notlar var, ilgimi çeken kısmını buraya ekliyorum.
"...
Saatchi&Saatchi'nin CEO'su Kevin Roberts yaptığı konuşma ile Türk reklamcıların tepkisini çekti. Kevin Roberts konuşmasında David Ogilvy'nin 'Tüketici moron değildir, o sizin karınızdır' sözünü hatırlattıktan sonra, önceki gece Türk televizyonlarında reklamları izlerken kendini moron gibi hissettiğini söyledi. Roberts'ın bu sözü Türk reklamcılarından büyük tepki aldı.
Kevin Roberts'tan bir süre sonra konuşma yapan ünlü reklamcı Hulusi Derici, Roberts'a gönderme yaparak: "Bir gecede Türk Pazarlamasını ve Reklamcılığını nasıl çözebilir ki?" dedi. Derici'nin bu konuşması konferansta bulunanlar tarafından alkışlandı.
..."

Tepki gösterilmiş olan nokta nedir peki?
K.Roberts'in kendisini moron hissettiğini söyleyerek aslında 'derdini anlatamayan filmlere imza atan moron reklamcılar' mı demek istemiş mesela? Yoksa Türk reklamcıları, tüketiciye moron muamelesi yapmakla mı suçlanmıştır? Belki de moron ve 'karımız' kavramının aynı cümlede yer alması Türk reklamcısını bozmuştur. O ya da bu! Ne farkeder?
Konuyu en kaba hatları ile bir kez daha düşündüğümde, adamın bir gece önce TV'de 10-15 dakika (ya da anlamaya çaba göstererek saatlerce...) reklam kuşaklarını izlediğini hayal ettim. Mesela Padişah halı ile başlamış olabilir, arkasından hemen Opet gelmiştir; Mayk bebek filan... Derken Beyaz, Dolmabahçe Saat Kulesi'ne sarılarak sucukları adamın gözüne sokmuştur belki (hatta adam otel odasının camına koşarak penceresinden gördüğü saat kulesi ile Beyaz'ın sarıldığı kulenin aynı olup olmadığını anlamaya çalışmıştır, kim bilir?...) Arkasından şöhretini uzun süredir arayıp ta bir türlü bulamayan Şölen NutyMax filan derken, Opel C'mon Bimbolar'ı görünce içinde büyüyen moron hisleri, yerini tatlı bir huzura bırakmış olmalı!
Türk reklam ve pazarlamasının çözüm kümesine bu şekliyle bir kez daha baktığımız zaman, Hulusi Derici ve alkışlarla kendisine destek verenlerin, 'Kral çıplak!' yorumuna sinirlenmiş olduğunu görüyoruz. Bu durumda H.Derici de, karizmamızı toparlamak adına (!) mevcut eleştiriyi, cevapsız başka bir soru ile yanıtlamış.
Klişe bir bürokrat tavırla ortaya bıraktığı bu sorunun bir muhatabı çıksa da pazarlama ve reklamcılığımızın özünü yeniden kavrasak... Bu cevapsız haliyle tutanın elinde patlayacak fünyesi çekilmiş bir el bombası gibi.
Bu sessizlik bize zarar veriyor.

1 Comments:

Blogger Maksude Kılınç said...

Bazen biz burada kendi aramızda konuşuyoruz ve diyoruz ki "biz bunu yapmış olsaydık, müşteri İstanbul'a giderdi!"

Ne komik!

Salı, Aralık 12, 2006 7:14:00 ÖS  

Yorum Gönder

<< Home